AHMET ÇAKAR KİTAPLARINA BANDIRMA'DA: 1- ATLANTİS KİTAPEVİ (Liman AVM Son Kat) --- 2 --- --- BANDIRMA KITAP- KIRTASİYE (PTT Yanı) Ulaşabilirsiniz.

KİTAPLARI

Hz.MUSA(a.s) VE Hz.HIZIR(a.s)

Gösterim: 1254

Hz.MUSA(a.s) VE Hz.HIZIR(a.s)

      Rivayete göre Firavun ve kabilesinin helakından sonra Cenab-ı Hak Musa (a.s)’a Benî İsrail’in üzerlerine inen Allah’ın (c.c) nimetlerinden anlatmasını emretti.

Musa(aleyhisselam) da beliğ yani açık bir vaaz etti. O zaman Benî İsrailden birisi sordu:

 ” Ya Musa yeryüzünde en iyi bilen kimdir?”

Hz.Musa (a.s) da ;

“Benim” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Cenab-ı Hak Musa (a.s)’a vahyetti ki:

 “Ya Musa! Mecmaal Bahreyn (iki denizin toplandığı) denilen yerde bir kulum vardır ki senden daha alimdir”

Mevla Teala Hızır (a.s)’ ın daha alim olduğunu bildirince Musa (a.s) onu nasıl bulacağını sorar.

Cenab-ı Hak ta zenbiline tuzlu bir balık koymasını onu nerede kaybederse Hızır (a.s)’ı orada bulacağını beyan eder.

Musa (a.s) buyurulduğu üzere tuzlu bir balık aldı zenbiline koydu. Biraz da yiyecek koydu.Talebesi Yuşa (a.s)ile yola çıktı. Ve O’na dedi ki:”Balığı nerede kaybedersek bana haber ver”

Ne zaman ki Mecmaal Bahreyn denilen yere ulaştılar istirahat için orada biraz oturdular.Musa (a.s) bir taşı yastık ederek yattı.Orada ab-ı hayat vardı.Ondan balığa isabet edince balık canlandı zenbilin içinden çıkıp denize atladı.

Bu hadiseyi Musa (a.s) ın talabesi gördü fakat Musa (a.s) a söylemeyi unuttu.Hazreti Musa kalkınca yola devam ettiler.Ertesi gün kuşluk vaktine kadar yürüdüler.Musa (a.s) talebesine dedi ki:”Kuşluk yiyeceğimizi getir.Biz bu yolculuğumuzda muhakkak ki yorgunluğa uğradık.”

O zaman talebesi:”Gördün mü? O mecmaal bahreyn denilen yerde kayaya çıktığımız vakit balığa garip bir hadise oldu.Ben bunu sana söylemeyi unuttum.Balık orada canlandı, denize atladı.Acaip bir şekilde geçti gitti.”

Musa (a.s) bunu duyunca ”İşte bizim aradığımız yer orasıdır”. dedi.Hemen izleri üzerine uyarak geri döndüler.Orada Hızır (a.s) ı buldular.Musa (a.s) selam verdi ve :”Sana öğretilen ilimden bana öğretmen için geldim.” dedi.

Bunun üzerine Hızır (a.s):”Sen benimle beraber sabra kadir olamazsın.Benden zuhurunu göreceğin şeylerin zahirine bakarak itiraz edersin.Hikmetinden haberdar olmadığın bir hadiseye nasıl sabredebilirsin” dedi.

Hazreti Musa da:”İnşallah beni sabredicilerden bulacaksın, sana karşı hiçbir itirazda bulunmayacağım, hiçbir emirde asi olmayacağım.” diye cevap verdi.

Hızır (a.s ) da buyurdu ki:”Eğer bana tabi olacaksan ben sana haber verinceye kadar bana birşey sorma”.

Beraberce yürümeye başladılar.Deniz kenarında bir gemi gidiyordu.Geminin sahibi bunları ücretsiz olarak gemiye aldı.Biraz gittikten sonra Hızır (a.s) gemiyi deldi.Musa (a.s) buna dayanamadı: ”Ücretsiz olarak bizi gemilerine alan bir kavim, boğulsunlar için mi gemiyi deldin?Doğrusu sen kötü bir iş yaptın” dedi.

Hızır (a.s) bu itiraza karşı:” Ben sana demedim mi ki sen, benimle beraber sabra takat getiremezsin.”

Musa (a.s) hemen vermiş olduğu sözü hatırladı:”Unuttuğum şeyle beni muaheze etme, gafletimden dolayı beni mazur gör de işimde bana güçlük çıkarma (yani şu ilim tahsilinden geri kalmayayım).” diyerek özür diledi.

Sonra yine yürüdüler.Bir takım çocuklara rastladılar.Hızır (a.s) bu çocuklardan birisini öldürdü.Bu hadiseyi gören Hazreti Musa, Hızır (a.s) a hitaben:”Kimseyi öldürmediği halde sen tertemiz bir nefsi mi öldürdün?Muhakkak ki pek kötü bir iş yapmış oldun.” dedi.

Hızır (a.s) gene:”Ben sana demedim mi ki sen, benimle beraber sabredemezsin.” diye ihtarda bulundu.

Bu ihtar üzerine Musa (a.s):”Bundan sonra eğer birşeyden daha sorarsam benimle arkadaşlık etme.Zira benim tarafımdan özre ulaşmış oldun” dedi.

Sonra tekrar yürüdüler.Bir belde ahalisine varınca onlardan yemek istediler.O memleket halkı ise onları misafir etmekten kaçındı.Derken orada yıkılmaya meyilli bir duvara rastladılar.Hızır (a.s) onu hemen doğrultuverdi.Hızır (a.s) ın bu yaptığı da Hazreti Musa’nın garibine gitti de ”Onlar bize yemek vermediler, misafir etmediler, isteseydin onlardan bu iş için ücret alabilirdin.Niye bunu bedava yaptın.” diye üçüncü kez itirazda bulundu.

Hızır (Aleyhisselam):”İşte bu,benim ile senin aramızın ayrılışıdır.Şimdi sana, sabretmeye kadir olamadığı şeylerin manasını haber vereyim”

Gemi denizde çalışan bir takım fakirlere ait idi.Ben onu kusurlu yapmak istedim.Zira onların ötesinde her sağlam gemiyi sahiplerinin elinden alan zorba bir melik vardı.Ben onu delmekle kusurlu yaptım, böyle zalim hükümdarın onu ellerinden almasına mani oldum.

Oğlana gelince:Babası ile annesi iki mümin idiler.Biz o çocuğun, anne ve babasını azgınlığa sürüklemesinden ve küfre düşürmesinden korktuk.Eğer o çocuk buluğa erseydi, kafir olacak ve ebediyyen yanacaktı.O hale gelmeden onu öldürdük.İstedik ki Rableri, onlara o öldürülen çocuktan daha temizini ve hayırlısını ve merhametçe daha yakınını versin.

Duvara gelince:O,şehirdeki iki yetim çocuğun idi.Duvarın altında onlara ait bir hazine vardı.Babaları da salih bir kimse idi.Rabbin diledi ki onlar büyüsünler, büluğa ulaşsınlar definelerini kendi elleriyle çıkarsınlar.

Eğer o duvar yıkılsaydı onun altındaki hazineyi bu beldenin insanları yağma edeceklerdi.Onun için o duvarı düzelttim.Bu işleri ben kendi reyimle yapmadım.Rabbim bana emretti bende yaptım.İşte bu beyan olunanlar sabrına takat getiremediğin işlerin tevili (açıklaması) dır.

Bu kıssada çok büyük ibretler vardır.Müslümanın başına ne bela gelirse o, müslümanın büyük zararlardan kurtulmasına vesile oluyor.Geminin tahtasını koparmak sebebiyle gemiyi ayıplaması,kocageminin kurtulmasına vesile olduğu gibi.Yani Allah Teala Hazretleri kullarına zarar vermez fakat zarar suretinde bir muamele eder o kadar.

Geminin tahtasının koparılması görünüşte yüzde yüz zarar fakat hakikatte ise kardır.Çocuğun öldürülmesi görünüşte zarar, hakikatte kardır.Size kötülük eden bir kimseye kızdığınız da biraz akıllı olun.Musa (a.s) bizi misafir etmeyenlerin duvarını niçin tamir ediyorsun diye kızmıştı.Neticeyi kıssada gördünüz.

Hak şerleri hayreyler

Zannetme ki gayreyler

Arif anı seyreyler

Görelim Mevla neyler

Neylerse güzel eyler.

Hiç bir cüz’i şer yoktur ki külli bir hayrı koltuğuna almasın.İşte evi yandı buna benzer, çocuğu öldü buna benzer, sana ne olsa buna benzer.Ama sende iman varsa eğer.İman yoksa bu işler cezadır.İman varsa mükafattır.(Kehf suresinden)  

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

YUKARI